http://translate.google.com.tr/?hl=tr&tab=wT#

ATOM KARINCA İŞ BAŞINDA:)

30 Kasım 2011 Çarşamba 0 yorum

HERKESE SELAMLAR...
BEN ATOM KARINCA...:))
BU İSMİ BANA ÇOK SEVDİĞİM ÖĞRETMENİM KOYDU:)
BURADA İLGİNÇ BİLGİLER,BİLİM VE TEKNOLOJİ İLE İLGİLİ PAYLAŞIMLAR VE BİR NEVİ GÜNLÜK GİBİ PAYLAŞIMLARDA BULUNACAĞIM:)
HADİ BANA KOLAY GELSİN....
:))

Devamı »

BİN BİR ÇEŞNİ USULÜ,ELMALI TART:)

24 Kasım 2011 Perşembe 86 yorum



                                          AZAD EDİLENLER
Efendimiz (S.A.V) Hz.Osman tarafından verilen bir yemeğe katılmış, zengin ve varlıklı bir sahabî olan Hz.Osman da, Peygamberimizin bu yemeğe gelene kadar attığı adım başına bir köle azâd ederek duyduğu memnuniyeti belirtmişti...

Aynı günlerde Peygamberimizi yemeğe davet etmek, Hz.Ali (R.A.) Efendimizin de içinden geçmiş, fakat bu cesaret sembolü sahabî, fakirliğinden duyduğu endişe sebebiyle, ilk ve son defa bir şeye cesaret edemeyip yemek vermekten vazgeçmiştir...

Peygamber kızı Hz.Fâtma, Hz.Ali Efendimizdeki durgunluğu anlamakta gecikmedi ve "Elimizde ne varsa onu ikram ederiz" diyerek, kendisini ikna etti. Bunun üzerine Hz.Ali, sırf Allah rızası için vereceği yemeğe davet etmek üzere Peygamberimize koştu. Davet, memnuniyetle kabul edilmişti.

Ertesi akşam Hz.Ali'nin evine doğru yola çıkan Efendimizin yürüyüşünde, âniden bir değişiklik göze çarptı. Kâinatın yaradılış sebebi olan Peygamberler Peygamberi âdetâ bir karış genişliğinde adımlar atıyor ve yolun bitmesini istemiyordu. Bu hâl, Hz. Ali Efendimizin evine varana kadar devam etti.

Sahabeler, bunun sebebini sorduğunda, Peygamberimiz şu cevabı verdi:

Yemek için yola çıktığım anda, Cebrail (A.S) gelerek "Ya Resulûllah, Cenab'ı Hak sadece kendi rızası için verilen bu davetten o kadar memnun kaldı ki, atacağınız her adım için ümmetinizden yüz bin kişiyi cehennemden azâd edeceğim, buyurdu" dedi. İşte bunun için adımlarımı sıklaştırdım...

Rabbim bizleri de, bu değerli günün hürmetine, aff ve mağfiretine mazhar eylesin inşALLAH...

Yazdan kalma,sımcıcacık güneşli günlere devam ediyoruz Antalya da...
Pırıl pırıl güneşle uyanmak gibisi yok kış aylarında.
Yazın her ne kadar tahammül edilemez derecede sıcak olsa da seviyorum ben güzel şehrimi..:))
Öyle ya da böyle katlanılan,2 aylık bir sıcağın ardından,geriye kalanı tam anlamı ile bahar tadında bir mevsim yaşıyoruz diyebilirim...:)
Soğuk mu, kış mı !!!
O da ne ki..?
:))
(üşüdüğüm anlarda,ısınmak için söylediğim sözler...:))
Biz soğuk mu görüyoruz ki bu canım şehirde...
Arada bir bardaktan dökme yağmurlarımız...
Kış boyu üç yada beş fırtınalı günlerimiz...
Kış ayını uğurlarız ardından açan gökkuşağı eşliğinde...
Çetin geçen kış aylarını yaşayanlara yardım etsin Rabbim...


Böylesine içimizi ısıtan güneşin yanında,birde böylesine güzel bir ortamı paylaşıyor olmanın mutluluğu ve huzuru sarmış durumda tüm benliğimi...:))
Bir önceki postuma yapmış olduğunuz birbirinden değerli ve muhteşem yorumlarınıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum bir de buradan...:))
Hepiniz iyi ki varsınız..
:))
Böylesine güzellikleri,bizlere bahşeden Yüce Yaradan,a sonsuz şükürler olsun..






   
Bugün sizlerle muhteşem bir elmalı tart reçetesini paylaşmak istiyorum...
Hemde altında binbirçeşni imzası ile:)
Sanırım sayfası ile tanışmam üç yıl öncesine dayalı..
Blog aleminde takip etmekten büyük keyif aldığım yüzlerce blogtan biri Saliha,mın sayfası:)
Bi çok tarifini uygulayıp sunmuşumdur sevdiklerime bu güne kadar:)
Bu tarifimde o,nun güzelim sayfasından...
Elmalı tatların yeri hep ayrıdır bizim evde...
Elma ile tarçının buluşup,mutfağımı saran buram buram kokusu yok mu:))
İşte mest olduğum an...
Bu güzelim lezzet fırınımızda pişerken,kızımın heyecan ile başında beklemesi..
''Anneciğim,komşularımıza da verelim, kokmuştur onlara da miss gibi deyişi...:))
Kınalı kuzumm benimm ya...
Enn sevdiği şeylerden birisi de yaptıklarımızı komşularımıza tattırmak,paylaşmak.:))
Ona bu güzelliği kazandırmış olmanın, haklı gururunu yaşamalımıyım sizce?
:))
Tarife bire bir sadık kaldım diyebilirim...
Sadece piştiğinde meyvenin verdiği yumuşaklığı örtmesi ve daha kıyır kıyır bir tart olmasını arzuladığım için,içine bir çay bardağı mısır nişastası ekledim...
Muhteşem bir lezzet oldu kesinlikle..
Onun dışında her şey birebir aynı...
Mutlaka denemeniz tavsiyemdir...




Bir de Saliha,m 24 cm kalıp kullanmış.
Benim tart kalıbım olmadığı için,normal kenarları tırtıklı borcamda 
pişirdim tartımı...
Ölçüleri yine aynı tuttum...
Bu harika lezzetin reçetesi ise şöyle:)


               Malzemeler (hamuru için)

  • 1 çay bardağı mısır nişastası
  • 125 gr.Soğuk Tereyağı
  • 2-3 Yemek Kaşığı Soğuk Su
  • 1 Adet Yumurta Sarısı
  • 2 Yemek Kaşığı Pudra Şekeri
  • 1 Tutam Tuz
  • 1 Tatlı Kaşığı Limon Suyu
  • aldığı kadar un
          
              İç harcı için

  • 5 Adet Orta Boy Elma
  • 5 (tepeleme) Yemek Kaşığı Şeker
  • 1 Tatlı Kaşığı Tarçın
  • 1 Tatlı Kaşığı Limon Suyu
                      Hazırlanışı

  1. hamuru için malzemelerimizi bir karıştırma kabına alıp,hızlı bir şekilde hamurumuzu hazırlıyoruz...
  2. hamuru streçleyip, buzdolabında bir saat kadar dinlendiriyoruz...
  3. dinlenen hamurumuzdan,bir mandalina büyüklüğünde ayırıp,kalanını tepsimize kenarlarını biraz yükselterek, eşit kalınlıkta yayıyoruz...
  4. bu arada elmalı harcımız için,elmaları rendeleyip,şeker ve limon suyu eşliğinde suyunu çekene kadar pişiriyoruz...
  5. soğuyan iç harcımızı,hamurumuzun üzerine yayıyoruz...
  6. son olarak ayırdığımız hamuru,elmalı harcın üzerine rendeliyoruz...
  7. 180 derecelik fırında(fırına göre değişebilir) üzeri kızarana kadar pişiriyoruz...
  8. piştikten sonra üzerine pudra şekeri eleyip servise sunuyoruz...
Tarifin orjinal halini görmek ve daha bi dolu lezzetle tanışmak isterseniz tık tık:)
Hepinize canı gönülden,sağlıklı huzurlu, mutluluğun her saniyesini sarıp sarmaladığı, güzel bir hafta sonu diliyorum...
:))
Yüzünüzden gülümseme, yüreğinizden sevgi,yuvalarınızdan huzur ve bereket eksik olmasın inşallah...
Sağlıcakla kalın...:))

               CUMA'MIZ MÜBAREK OLSUN/ HAPPY BLESSED FRIDAY...
                                                                                     

                                                                                   hikaye kaynak
Devamı »

KİMLER CİCİ BİCİ HEDİYELER İSTER? :)

5 yorum
http://cicibiciseylerr.blogspot.com/2011/11/cekilis-zamaniii-hanimmmmm.html

Öyle güzel hediyeler var ki,şansınızı deneyin derim ben:)


Sevgilerimle...







Devamı »

NARLI HAVUÇ RÜYASI:)

17 Kasım 2011 Perşembe 152 yorum

Sımsıcacık bir güne açtık gözlerimizi bu sabah Antalya,da...
istemedende olsa uzunca bir ara oldu sanırım bu defa...:)
Nedeni ufak tefek rahatsızlıklar ve yoğunca geçen bir hafta...


Her ne kadar,son üç gündür elime klavyemi alıp yazmak istesemde,başarılı olamadım nedense:)
Soğukların gelmesiyle kış moduna girdim sanırım ben:)


Gerçi üşüyorum demeye bile utanıyorum o ayrı bir konu...
Dört başı mamur bir evimiz,
Sımsıcacık bir tas çorbamız,
Sevdiceklerimizin bir arada olduğu huzurlu bir yuvamız var iken,soğuktan şikayet etmekte neyin nesi...


Daha sayamadığım onca nimet ve bereketin içinde,biz böylesine ufacık şeylerden şikayetçi ve huzursuz olursak, zor günler geçiren kardeşlerimize haksızlık etmiş olmazmıyız...


Ben, içinde bulunduğumuz nimet ve güzelliklere daha bir sıkı ve şükürle sarılıyorum artık...
Bir dolu sorunla mücadele veren kardeşlerimize de,rabbim kolaylıklar ihsan eylesin...
Haberleri izlemeye yüreğim el vermiyor bugünlerde...
Soğuktan tir tir titreşen çocukları, aileleri görmek derinden sızlatıyor yüreğimi...


Kış mevsimi normal şartlarda bile çetin geçen bir bölge ve içler acısı bir sınavdan geçiyor bugünlerde...
Elbet geçip gidecek,bitecek bu acılar ve zorluklar bir gün ama,unutulması ve kapanması zor yaralar bırakacak özellikle de körpecik yüreklerde...


O minnacık bedenlere,yaralı ve acılı yüreklere,tüm bu zorlukların içinde kolaylıklar ihsan etsin yüce Rab,bim...
Böylesine tahammül edilmesi zor imtihanlara, hiç birimizi tabii tutmasın Yüce Yaradan...




Havucun faydalarını ve mutfağımızın vazgeçilmezi olduğunu hepimiz biliyoruz:)
Bunları anlatmıyacağım ama,öylesine güzel bir tarifle geldim ki bugün sizlere,yerken adı gibi, rüyada hissettim kendimi:)
Yapım aşamasının pratik oluşu,göz dolduran o albenili duruşu,ve lezzeti ile favori tatlım oldu benim kendileri...
Tarifin orjinal hali için tık tık :)
Ben tarife aynen sadık kaldım...
Sadece üzeri için krem şanti kullanmadım...
Tarifi aynen aktarıyorum sizlere...


             Malzemeler
  • 1 kg havuç
  • 1 su bardağından biraz fazla şeker (tadına bakarak şeker ayarını damak zevkinize göre ayarlayabilirsiniz.)
  • 4 tepeleme yemek kaşığı nişasta
  • 2 paket vanilya
  • 1 limon kabuğu rendesi
  • 1 limonun suyu
  • 1 paket kedi dili yada etimek 

                         Yapılışı
  1. Havuçları soyup,temizleyip, küçük parçalara ayırıp, tencereye alıyoruz ve  4 su bardağı suyla haşlıyoruz.
  2. Haşladığımız havuçları blendır veya robottan geçirin.
  3. Tencereye haşlanmış havuç suyunu alın.Eğer su azaldıysa kalan suyu tencereye ölçülü koyun yani suyu 4 bardak suya tamamlayacağız.
  4. Ölçü;1 bardak suya 1 yemek kaşığı nişasta şeklinde olacak.
  5. Tamamladığınız suyun üzerine nişastayı, şekeri, vanilyayı ve limon suyuyla rendelediğiniz kabuğunu katıp muhallebi gibi pişirilir.
  6. Kaynayınca içine püre yaptığımız havuçları ekleyip bir iki taşım kaynatın.
  7. Borcama kedi dili veya etimekleri dizip üzerine havuçlu karışım dökülür.
  8. üzerine 1 su bardağı sütle hazırladığımız krem şanti yayın ve narla süsleyin.(arzuya göre,ben krem şanti kullanmadım.)


Dolapta bir gece bekletip servise sunarsanız, lezzeti ile baş döndüren bir tatlıyı paylaşmış olursunuz sevdiklerinizle:)
Ayrıca,bu tarifimi,''çay kahve bahane'' etkinliği için,çaçaron blog,a gönderiyorum...:)
Umarım bol katılımlı bir etkinlik olur canım...


Ayşegül diyor ki:
Bazı havuç türlerinin şeker oranı çok yüksek oluyor.
Eğer havuçlarınız çok şekerli ise,kontrollü ekleyebilirsiniz şekerini..
Benim havuçlarım,şeker oranı belki de sıfır,tatsız bir havuç türü idi..
Tam iyi geldi şeker miktarı...


Hepinize sevdiklerinizle beraber,sağlık mutluluk ve huzur dolu bir hafta sonu diliyorum...
Sevdikleriniz hep yanıbaşınızda olsun...
Sevgiyle ve huzurla kalın...


                                        (Hayırlı Cuma,lar)



Devamı »

BİR KITIR,BİR DE ISLAK KURABİYE:)

12 Kasım 2011 Cumartesi 130 yorum

  Huzurun ve dinginliğin en üst seviyelerde olduğu bir bayram tatilinin ardından,
hepinize merhabalar sevgili arkadaşlarım:)
Güzellikler ve bol paylaşımlarla geçen bir tatilin akabinde,rutin koşturmacalarımıza geri dönmüş,dönebilmiş olmamızın şükrü ile,Yüce Yaradan,a bizlere bugünlerimizi aratmaması için duacıyım bu mübarek cuma gününde....
Umarım herkes sağlıcakla,mutlulukla ve huzurla, sımsıcacık yuvalarına  geri dönmüşlerdir..
Havanın da güzel oluşu ile sakin,bir bayram tatili geçirdik biz sevenlerimiz ve sevdiklerimle beraber:)
Eşsiz ve kutsal bir görevi yerine getirebilmiş olmanın verdiği manevi huzur ile,hamd ve şükürlerin en büğünü sunuyorum Rabb,ime...
Yüce,ler Yüce,si,hepimizin dualarını,sadakalarını kabul buyursun inşallah...
Sağlıkla,huzurla,paylaşımlarımızın katmer katmer katlandığı nice bayramlara kavuşabilmek dileği ile inşallah...






  Bu gün sizlerle, belki de hepimizin arşivinde olan iki kurabiye tarifini paylaşmaya geldim:)
Hem bilmeyenler için,hemde arşivimde tariflerinin bulunmasını istediğim iki muhteşem tarif...:)


Özellikle okul döneminde kek fanusumun ve kurabiye kavanozlarımın boş olması pek mümkün değildir bizim evde...
Kuzucukların arkadaşları ile spontane ödev partilerinde atıştırmak için...:)
Çat kapı gelen misafirlerime ikram için...
Ve soğuk kış akşamlarında,bir fincan miss gibi taze demlenmiş sıcacık çay eşliğinde tadına doyum olmuyor bu kurabiyelerin:))
Kurtarıcı, pratik ikramlık bir tabağın baş tacı kurabiyelerim:)


Bu kurabiyeyi yaparken öyle çok eğleniyoruz ki kuzucuklarla:)
İçine koyduğumuz mısır nişastası,hamura öylesine güzel bir doku veriyor ki,hele ki kızım için biçilmiş kaftan bu hamur...
Şimdilerde mutfak ile ilgili her şeye öyle meraklı ki:)
Büyüyünce de yapar mı bilemiyorum:)
Rabbim uzun ömürler versin hepimizin evladına...


Kızımın, saatini sektirmeden her akşam içtiği ada çayının yanına özenle süsleyerek tabağına dizip afiyetle yediği bir kurabiye....
Oğluşun ;hmmm anne bu ne güzel bir kurabiye böyle diyerek her defasından meth,ü sena,lar yağdırdığı bir lezzet bu...:))


Kolay kolay bayatlamayan bir kurabiye olduğunu da belirtmeden geçmemeliyim sanırım...:)
Gerçi bayatlamasına pek fırsat kalmıyor bu kurabiyenin,çünkü bir yiyen bir daha istiyor...:)))
Şiddetle tavsiye olunur...
:))




   Kurabiyemizin tarifine geçelim isterseniz....:)


    MISIR NİŞASTALI KURABİYE


        Malzemeler

  • 1 paket margarin
  • 1 su bardağı toz şeker
  • 2 yumurta
  • 400 gr mısır nişastası
  • 1 paket kabatrma tozu
  • 1 paket vanilya
  • aldığı kadar un
        Hazırlanışı
  1. Öncelikle oda ısısında bekletilmi margarini toz şeker ve yumurta ile iyici yoğuruyoruz.
  2. Daha sonra kabarta tozunu, vanilyayı ve mısır nişastasını ekleyip yoğurmaya devam ediyoruz.
  3. Son olarak hamurumuz kulak memesi yumuşaklığına gelene kadar un ekliyoruz.
  4. Yumuşaklığını ayarladığımız hamurumuzdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp yuvarlıyoruz.
  5. 175 derecelik fırında çok fazla kızarmamalarına dikkat ederek 20-25 dakika pişiriyoruz.
                 BROWNİ KURABİYE:)




Bu kurabiyemizi de bir çok arkadaşım uyguladı ve sayfalarında paylaştı sanırım...


Kızımın isteği doğrultusunda,biz üzerlerine damla çikolata ilave ettik sadece:)
Tarifimi  Aylin,imden aldım ve birebir uyguladım...


Görsel olarak değişikliğin dışında hiç bir değişiklik yapmadım tarifte:)
Kurabiyelerimizin orjinal hali için TIK TIK:))


Tarifimiz ise şöyle....


                  Malzemeler

  • 1 paket (250gr) oda sıcaklığında margarin
  • 2 yumurta
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • 2 kahve fincanı toz şeker
  • 3 yemek kaşığı kakao
  • 1 paket vanilya
  • 1 paket kabartma tozu
  • 1 fincan damla çikolata
  • aldığı kadar un
           Şerbeti için
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı şeker
           Hazırlanışı
  1. Kurabiye için gerekli olan tüm malzemeleri yoğurma kabına alıp karıştırıyoruz.
  2. Elimize yapışmayacak kıvama gelinceye kadar un ekliyoruz.
  3. kıvamını ayarladığımız hamurumuzu yuvarlayarak,yağlanmış fırın tepsimize diziyoruz.
  4. Damla çikolataları sivri uçları altta olacak şekilde kurabiyelerimize batırıyoruz.
  5. 175 derece ısıtılmış fırında,10-15 dakika pişiriyoruz.
  6. Şerbet için şeker ve sütü  şekeri eriyene kadar karıştırıyoruz.
  7. Kesinlikle kaynatmıyoruz.
  8. Pişen kurabiyelerimizi sıcakken soğuk şerbete batırıp saklama kabına diziyoruz.
  9. Arzuya göre üzerini süsleyip servise sunuyoruz..


Hepinize sevdikleriniz ile beraber,sımsıcak,dopdolu,bol dinlenceli güzel bir hafta sonu diliyorum...
Sağlıkla...
Sevgiyle....
Mutlulukla kalın....:))

      HAYIRLI CUMA,LAR....




Devamı »

KADAYIF SARMA TADINDA KEYİFLİ BAYRAMLAR:)

4 Kasım 2011 Cuma 68 yorum

Zamanın su misali akıp gittiği,bol koşturmaca ve tatlı bir bayram telaşının yaşandığı bir haftayı daha geride bırakarak,bayram arefesine geldik bile...
En büyük dileğim, sağlıklı, huzurlu ve ağız tadı ile bir bayram geçirebilmek hepimiz adına...
Yüreklerindeki yangın ile bir bayram daha geçirecek olan şehit aileleri düşüyor aklıma biz bu telaşları yaşarken...
Keşkeler yine fayda etmiyor...
Afetzedelerin hali nicedir diyorum bayram arefesinde...
Hiç kolay değil biliyorum...
Her ne kadar yüreklerde hüzün ve acı da olsa,yüce yaradan,bayram hürmetine, yüreklerindeki yangına serinlik versin inşallah...
Ocaklarına ateş düşenlere,sabırların en büyüğünü diliyorum bu mübarek günler hürmetine...
Her ne kadar bayramları evimizde geçiremesekte,bizlerin yolunu gözleyen,bizli planların yapıldığı dost gönüllerin,sevdiklerimizin olması,bayram heyecanını son zerresine kadar yaşatıyor bizlere çok şükür:)
Blog dostlarımın,o güzelim bayram telaşlarını gördükçe,içim içime sığmadı:)
Tüm mutlu yuvalarda,bayram temizlikleri yapıldı...
Ciciler alındı en güzelinden bayram günü için...
Tatlılar,buram buram ceviz kokuları sardı mutfakları....
İkramlıklar, çeşit çeşit yemekler yapıldı...
Kimisi sıla,i rahim için yola çıktı...
Kimi de hasretin biteceği anın hayali ile pencerelerde beklemekte sevdiceklerini...
Daha aklıma gelmeyen bi dolu hazırlık gördüm bayram heyecanı ile dopdolu...
Ufak tefek hazırlıklar bende yaptım sevdiklerimizle paylaşabilmek adına...
Yapmak istediklerimin bir çoğunu yapamasamda,ortaya ufak tefek hazırlıklar çıktı bizim hanemizdede:)
Ben mi çok beceriksizim,yoksa zaman mı çok kısa çözemedim ben bu işi...
Kuzucukların okula gidişi ile gelişi bir oluyor sanki:)
Bir de bakıyorum akşam olmuş bile...




Baklava hayali ile,tüm malzemeleri hazır edip,son anda kadayıfla sonuçlanan bir tatlı macerası yaşadım dün akşam...:))
Çok kolay bir yapım aşaması oluşu belki de beni cezbetti, bilemiyorum:)
Yapım aşaması oldukça keyifli bir tatlı bu...
Oğlum her ne kadar,cevizli  iç harcımı iki de bir tırtıklasa da,ortaya bir tepsi dolusu kadayıf sarma çıktı...
Afiyetle ve ağız tadı ile yenilmesi dileği ile...
Tatlımızın reçetesi ise şöyle...


           Malzemeler

  • yarım kilo kadayıf
  • 300 gr ceviz içi
  • 1 su bardağı fındık
  • 1 kahve fincanı kavrulmuş susam
  • 3 yemek kaşığı toz şeker
           Şerbeti için
  • 1 kg toz şeker
  • 6 su bardağı su
  • yarım limon
            Üzeri için
  • 250 gr tereyağı
  • 1 fincan sıvı yağ
            Hazırlanışı

  1. Öncelikle, şurubumuzu hazırlayalım,ve ılınması için bir kenara alalım.
  2. Ceviz içini ve fındığı orta irilikte eziyoruz.
  3. Susamı kuru bir teflon tavada bir miktar kavuruyoruz.
  4. Kavrulan susamı da rondo da eziyoruz.
  5. 3 yemek kaşığı toz şekeri de ilave edip iç harcımızı hazır ediyoruz.
  6. Kadayıfımızı şöyle bir didikliyoruz...
  7. Elimize bir parça kadayıf alıp,cevizli içimizden bolca koyuyoruz.
  8. Kadayıfımızı sıkıca rolu yaparak sarıyoruz.
  9. Sardığımız kadayıfları,tepsiye diziyoruz.
  10. Üzerine erittiğimiz tereyağı ve sıvı yağ karışımı her tarafına gelecek şekilde sürüp 180 derecelik fırında pişirilir.
  11. Fırından çıkarttığımız tatlımızı biraz ılındıktan sonra, ılınan şerbetimizi orantılı bir şekilde her tarafına gelecek şekilde ilave ediyoruz.
  12. Tatlımızın çıtır çıtır olması ve hamurlaşmaması için,kesinlikle üzerine bir şey örtmüyoruz... 






Herkesin kurban bayramını en kalbi duygularımla,yürekten kutluyor,sağlık huzur ve bereket dolu bir bayram diliyorum...


                  HAYIRLI BAYRAMLAR:)



Devamı »

KEKİKLİ CİĞER SOTE ve ZEYTİNYAĞLI PIRASA

63 yorum


Yaşanılan onca büyük acıların ardından,hayat yine kalanlar için bir şekilde devam ediyor...
Öyle yada böyle bir çok zorluğun üstesinden geliniyor,fakat gidenler asla geri gelmiyor...
Çaresizliğin adım adım kol gezdiği bölgeye bütün yüreklerden,bir parça da olsa yardım elini uzatabilmek adına,tırlar dolusu yardımlar yağmur olup yağdı...
Sımsıcacıkk,en içten, hemde taa yüreklerden koparak gönderilmiş,birlik ve beraberliğin nişanesi yardımlar...
O buz gibi havaya inat üşüyen elleri,titreyen yürekleri, sarıp sarmalamak için çıktı o uzun yola yüzlerce, binlerce yardım konvoyu...
Acıların en büyüğü ile yanıp kavrulmuş o yüreklere,bir parça olsun serin sular serpebilmek adına...
Yetiştirme yurdunda kalan bir kardeşim,bisiklet almak için aylardır biriktirdiği 61 tl sını hiç düşünmeden afetzede kardeşine göndermiş...
Birlik ve beraberliğimizin,nasıl kenetlendiğimizin sadece bir örneği bu...
Ve bunun gibi seferber olmuş nice güzel insanımız ...
Tüm bu acıların son olması temennisi ile yaraları sarmak adına, kim neler yaptı ise, rabbim yaşamlarında bu iyiliklerinin karşılığını fazlası ile versin inşallah...
Bu arada ,bir önceki postumda,bana yüzlerce o güzel ve içten yorumu layık görüp,sayfamı şenlendiren gönül dostlarıma,teşekkürlerin enn güzelini sunuyorum buradan...
Böylesine eşsiz ve güzel duyguları yaşayacağımı bilseydim,bu aleme çoook daha öncesinde adım atmak için, daha çok ısrarcı olurdum sanırım eşime :))
İyi ki buradayım ve iyi ki varsınız...
Seviyorum hepinizi, hemde çoookkk...:))




Bu akşam soframızda ki lezzetleri paylaşmak istiyorum sizlerle...
Kurban bayramı öncesinde,bu lezzeti yapmak isteyenlere bir fikir olur mu bilemem ama,şüphesiz güzel bir lezzetti bizim için...
Kuzucukların et ile araları her ne kadar çok iyi olsada sakatatlar için bu durum geçerli değil:)
Bu durumu da,biraz sağlıklı beslenme ve karaciğer tüketmenin faydaları nelerdir,adı altında yapılan minicik bir net gezintisi ile çözdük sayılır...:))


Sofrada abi kardeşin aralarında geçen diyalog şu şekilde idi:
-Azra, yesene abicim,kan yapıyormuş karaciğer duymadın mı...
-Yok abii ben yemicem,benim kanım var...:))
Teklif var ısrar yok havalarında takılan bir anne...:)
Ve neticesince afiyet ile yenen bir tencere dolusu, tazecik kuzu ciğer sote:))




Sizlerde bu güzel lezzeti,kurban bayramında, tazecik sakatatlarınız eşliğinde sevdiklerinize sunarsınız inşallah...
Şimdi geçelim bu lezzetli yemeğimizin reçetesine...:)


                   Malzemeler

  • yarım kg taze kuzu ciğeri
  • 1 büyük baş soğan
  • bir yemek kaşığı tereyağı
  • tuz
  • karabiber
  • kekik
  • çok az toz biber
                   Hazılanışı
  1. Kuzu ciğerimizi,küp küp doğrayıp,yayvan bir tencerede suyunu salıp çekene kadar pişiriyoruz...
  2. Suyunu çekip çıtırdamaya başlayınca,tereyağını ve biraz irice doğradığımız soğanlarımızı ekliyoruz...
  3. Soğanı ile kavrulan ciğerimize tuzunu,karabiberini toz biberini ve bir tutam kekiğini ekleyip,ateşten alıyoruz...
  4. Arzuya göre pilav ve boll mevsim yeşilliği kullanılarak yapılmış salata eşliğinde sevdiklerimize sunuyoruz...:)



Tümm sebze çeşitleri ile arası çok iyi olan eşim,pırasayı ve kerevizi pek severek tüketmiyor nedense...
Her defasında sadece kendim için özel pişirdiğim bir yemek olmuştur bizim evde pırasa ve kereviz...
Ama bu defa durum çok farklı idi...:)
Gözlerime inanamayarak, eşimin pırasa ile barışmasını izledim...:))
Sırada kereviz var arkadaşlar:)
Varsa şöyle güzel bir tarifiniz, alıcılarım açık beklemedeyim:))
Pırasamızın tarifi çok basit hepimizin bildiği gibi...
Sadece arşivimde olsun diye ekledim...

          Malzemeler
  • yarım kg pırasa
  • 1 adet orta boy soğan
  • 2 adet havuç
  • 1 adet büyük boy domates
  • 1 tatlı kaşığı şeker
  • 1 yemek kaşığı pirinç
  • yarım kahve fincanı zeytinyağı
  • tuz
Hazırlanışı ise oldukça basit...
Hemen hemen tüm zeytinyağlılar da olduğu gibi, bunda da herşeyini çiğden tencereye dizip kısık ateşte pişmeye bıraktım...
Piştikten sonra,servis tabağına alıp,bol limon eşliğinde servis edebilirsiniz...



Hepinize sağlık,huzur,ve ağız tadı ile, bol kazançlı bir hafta diliyorum...
Sağlıcakla ve mutlulukla kalın...:)



Devamı »