RUS SALATASI VE ZEYTİNYAĞLI EBEGÜMECİ:)

                                                       DOSTLUĞUN GÜCÜ

Mehmet dedesi ile küçük bir apartmanın 3 katında yaşamaktadır. Ailesi öldükten sonra, ona dedesi bakmaktadır. Dedesi bir savaş gazisidir. Devletten aldığı maaşla geçinirler.  Kerem; Mehmet ve dedesinin kaldığı apartmanın 1. katında oturmaktadır. Birgün Mehmet hastalanır ve yataklara düşer yavaş yavaş hastalığı ilerler ve ölüme dogru gitmektedir. Mehmet,in odasında sadece bir cam vardır. Bu cam Mehmet'in bütün dünyasını oluşturmaktadır. Camdan heybeti ile duran bir ağaç gözükmektedir. Sonbahar mevsimi gelmiştir ve ağaç yaprakları teker teker dökülmeye başlar. Mehmet buna çok üzülür ve hastalığı yaprakların düşmesiyle orantılı olarak artmaya başlar. Mehmet'in dedesi ve komşuları Kerem'in bu hazin tablosu karşısında ne yapacaklarını şaşırırlar. Artık yapraklar tamamen bitmek üzeredir. Kış gelmiştir ve kar her yeri kaplamıştır. Dışarısı insanı donduracak kadar soğuktur bir gün ağaçta son bir yaprak kalıncaya kadar hepsi dökülür. Ama bi yaprak düşmez kalır bir kaç gün geçer ve yaprak düşmez Mehmet bunun farkına varır ve içine bir sevinç dalgası yayılmaya başlar. Sanki Mehmet bu yapraktan ilahi bi kuvvet almış ve hızla ileşmeye başlamıştır. Tüm yapraklar düştüğünde ölüceğine inanmaktadır. Ama son yaprağın düşmeyişi hayata sarılışı Mehmet'i çok etkiler. Mehmet yavaş yavaş düzelmeye başlar ve en sonunda Mehmet hastalıktan kurtulur. Mehmet'in aklına hemen Kerem abisi gelir dedesine sorar dedesi cevap vermez hemen apartmnanın 1.katına koşar Kerem'in kapısını çalar ama Kerem kapıyı açmaz dedesine geri koşar: "Dede Kerem abi nerde neden beni görmeye gelmiyor." der ve dedesi ağlamaya başlar. Mehmet hızla apartmanın dışına koşar ve ağaça bir göz gezdirir. Niyeti son kalan yaprağı görmektir ama ağaça baktığında ağaçta bir tek bile yaprak olmadığını farkeder ve evin camının kapalı olduğunu görür hemen yukarı çıkar ve cama bakar camda hala ağaçta bir yaprak vardır. Cama yaklaşır ve camda bir tablo olduğunu farkeder. O kadar iyi ve güzel çizilmiştir ki camda gerçek gibi durmaktadır. Dedesi: Mehmet'e Kerem bu resmi yaptıktan sonra soğuktan öldü" der... Ne kadar güzel,ne eşsiz bir dostluk örneği değil mi... Hepimizin yaşamına, böylesine kıymetli dostları serpiştirsin Yüce Rabbim..                                          RUS SALATASI Dolu dolu geçip giden beş günün ardından,hepinize hayırlı günler,hayırlı seneler... 2012 hepimiz için,güzelliklerle,hayırlarla yaad edebileğimiz bir sene olur inşallah... Değer verdiklerimize dokunmadan,değerlerimize değer katarak, geçen bir yıl olması dileğimle... Misafirlerimle,şen kahkahalar eşliğinde geçirilen son beş günün ardından,ev bomboş gibi bugün... Ne çabuk alışıyoruz, bir arada zaman geçirmekten hoşlandığımız kişilerin varlığına... Daha dün gibi,gelecekleri günün heyecanı ile,neler yapmalıyız,nasıl dolu geçirmeliyiz vakitleri diye hayal kurarken,yaşandı bitti ve gittiler bile... Ayrılık vaktinde,kuzucukların tepkisi görmeliydiniz:) Mutlu mesud çıkılmış bir gezintinin sonunda,ayrılık vakti dediğimizde,kocaman kocaman olmuş gözlerle ve çatılmış kaşlarla ifade ettiler şaşkınlıklarını...:) Yeniden gelme sözü alındıktan sonra,masum yüzlerine yerleşen tebessüm eşliğinde döndük evimize... Yolda gelirken,her ne kadar keşke bir güncük daha kalsalardı diye hayıflansalarda,o bir günün de biteceği gerçeğini kabul ettiler nihayetinde... Çok güzel geçen günlerimize,rutin doktor kontrolünde çıkan,doktora göre küçük,ablama göre büyük rahatsızlık teşhisi, tadımızı kaçırsa da,daha kötülerinden sakınması için duacıyım Rabbime... Gerçi bu durumu ablama anlatmak zor olsa da,ufak tefek rahatsızlıklarımızla yaşamayı öğrenmesi gerektiği fikrini biraz da olsa benimsetebildik... Son iki gün,keşke doktora gitmesemiydik diye hayıflanarak geçse de, Gerçekler bir şekilde çıkıyor işte gün yüzüne... Canım ablacım,acil şifalar diliyorum sana rabbimden...                                                     ZEYTİNYAĞLI EBEGÜMECİ  Ablacım gelirken,memleket kokulu otlarımızdan toplayıp getirmişti tazecik tazecik... Körpecik ebegümeçleri ile dolu poşetini görünce, en çok eşim adına sevindim...:) Çok seviyor böylesine şifa ve lezzet deposu yemekleri... Tamamı ile ablamın ellerinden çıkmış bir yemek bu. .. Buna bir de O,nun elinin lezzeti eklenince,yemelere doyum olmayan bir lezzet çıktı ortaya... Nedendir bilmem,ablamın yaptığı yemekler her daim pek bir lezzetli gelmiştir bana... İki ablam içinde geçerli bu durum... Sanki ellerinde çok farklı bir meziyet varbu konuda...:) Dokundukları her şey,ayrı bir güzellikte,ve lezzette oluyor nedense... Bir araya geldiğimizde hayranlıkla izlerim onların bu hünerlerini... Birazcıkta olsa,onlar gibi hünerli olabilmeyi öyle çok isterdim ki...:) Ayva reçeli yaptı ablam bize burada iken mesela.. Sanki sıradan bir çorba kaynatırcasına:) Sakin... Sessiz... Kendinden,ve sonuçtan emin... Usul usul pişti ayva reçelimiz... Öylesine lezzetli ve güzel renkli bir reçelimiz oldu ki,inanamadım ben... Ben olsam,kıvamı tuttu mu tutmadı mı,oldu mu olmadı mı,sanki düğün yemeği yapıyormuşcasına telaş yaratırım kafamda...:) Zaman beni de, ablalarım gibi hünerli ve marifetli bir peri haline getirir mi?? Ne dersiniz??? :))) Bu iki lezzetin reçetesine geçmeden önce,Rus salatası ile ilk tanışmam nasıl oldu ondan bahsetmek istiyorum.. Şimdi vereceğim Rus salası tarifim bir Azeri arkadaşıma ait... Geçtiğimiz günlerde onların,gönülleri gibi güzel sofralarına konuk olduk... Aman Allah,ım nasıl bir masadır o öyylee... Kuş sütü hariç her şey var sofrada...:) Şaşkınlık içerisinde ne yiyeceğimizi şaşırmış,lezzetten lezzete atlıyoruz:) Yeni lezzetleri keşfetmenin verdiği heyecan ile,bir taraftan da sizler için,bu lezzetlerin  tariflerini almakla meşgulüm tabiki...:) Ben o güne kadar Rus salatası yaptığımı ve sunduğumu zannediyormuşum meğersem:) Sizler için ustasından öğrendim ve uyguladım... İkinci kere misafirlerime sundum bu lezzeti.. İkisinde de sonuç,ardı ardına iletilen beğeni sözcükleri il taçlandı:) Sizde deneyin ve bu lezzetten mahrum kalmayın... Geçelim şimdi reçetemize:) RUS SALATASI MALZEMELER 4 adet orta boy havuç 2 orta boy patates 5-6 adet kornişon turşu 2 adet haşlanmış yumurta bir kase yoğurt iki yemek kaşığı mayonez 1 minik diş sarımsak bir tutam dereotu tuz                                           HAZIRLANIŞI havuçları ve patatesleri soyup,küp küp doğrayıp bir tencerede pişiriyoruz. yumurtaları haşlıyoruz. bir taraftan kornişon turşu,dereotu ve haşlanmış yumurtaları doğruyoruz. haşlanan patates ve havuçlarımızın suyunu süzüp,biraz soğumasını bekliyoruz. tüm malzemeyi bir baka alıp karıştıyoruz ve tuzunu ayarlıyoruz. servise sunacağımız kaba alıp sevdiklerimize sunuyoruz... Arkadaşım,bu salatayı,ekşi nar ile süslemişti... Çok şık bir görüntü ve lezzet veriyor nar bu salataya... Benim elimde o an nar olmadığı için ekleyemedim,ama sizin aklınızda olsun:) Gelelim ebegümecimizin tarifine:) Ablamın yaptığı şekliyle aktarıyorum aynen tarifi...               MALZEMELER 500 gr kadar ebegümeci 1 baş iri soğan 2 yemek kaşığı bulgur 2 yemek kaşığı zeytinyağı 1 tatlı kaşığı toz biber tuz hazırlanışı ebegümeçlerimizi,ayıklayıp iyice yıkıyoruz. soğanımızı yemeklik doğrayıp,iki kaşık zeytin yağında pembeleşene kadar kavuruyoruz. kavrulan soğana,bulgurumuzu ve toz biberimizi ekliyoruz. doğradığımız ebegümeçlerini ve tuzunu da ekleyip,kısık ateşte kendi suyunu salıp çekene kadar pişiriyoruz. servis aşamasında bol limon eşliğinde sunumunu yapıyoruz... Hepinize sağlıklı huzurlu ve bereketli kazançlarla dolu bir hafta diliyorum Yüreğinizden sevgi,ağzınızdan tat eksik olmasın:) EN GÜZEL,E EMANET OLUN...